SOKAKTA YAŞAYAN ve ÇALIŞAN ÇOCUKLAR İÇİN UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ

Okuldayız: Osmangazi Projesi

Paylaş

Okul temelli toplum çalışmaları özel sektör, toplum, üniversite işbirliğiyle ve nöroardışık eğitim uygulamaları ile Bursa’da devam etmektedir.  Doç. Dr. Özden Bademci’nin koordinasyonunda SOYAÇ’ta görevli Kaya Yüksek, İbrahim Eren ve Melike Arslan’ın   kolaylaştırıcılığında devam eden projede; lisans ve lisansüstü programlara devam eden 56 üniversite öğrencisi (Psikoloji, Beslenme ve Diyetetik, Çocuk Gelişimi, Felsefi Danışmanlık, İlköğretim Matematik Öğretmenliği, Beden Psikoterapisi Sertifikalı Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı) 20 öğretmen, 15 BOSCH BirİZ Sosyal Sorumluluk Kulübü gönüllüsü, 1 uluslararası stajyer öğrenci, 20 öğretim üyesi ve diğer gönüllülerle birlikte 114 kişi görev yapmaktadır. Proje kapsamında Çocuk Travma Akademisinin (https://www.childtrauma.org/) kurucusu ve nörogelişimsel travma alanına yön veren isimlerden çocuk psikiyatristi Prof. Dr. Bruce Perry ve ekibiyle çalışmaya başlanmıştır. Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk, Sana Ne Oldu? gibi kitapların yazarı Prof. Dr. Bruce Perry’nin ihmal ve istismarın çocukların henüz gelişmekte olan beyinlerine etkileri üzerine çalışmaları dünya çapında etki uyandırmıştır. Çocuk Travma Akademisinin kıdemli eğitmeni Steve Graner tarafından istismar mağduru çocukların okulda desteklenmeleri için çocuk gelişimine her yönden duyarlı ve saygılı olmayı ilke edinen Eğitimde Nöroardışık Model (The Neurosequential Model in Education) geliştirilmiştir. Bursa’da okul terkinin yüksek olduğu bir ilkokulda çalışan öğretmenlere eğitimde nöroardışık model eğitimi verilmiştir. Öğretmenler, Beden Psikoterapisi Sertifikalı Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programına devam eden öğrenciler ve BOSCH Birİz Sosyal Sorumluluk Kulübünün gönüllülerince SOYAÇ Modeli eşliğinde desteklenmiştir. Proje kapsamında Üniversitemizin kurucu vakfı İstanbul Marmara Eğitim Vakfı ve Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü işbirliğiyle aile destek çalışmaları gerçekleştirilmiş, çocuklar sınıf içinde oyun ve felsefe atölyeleri ile desteklenmiştir. 

 

Proje kapsamında Çocuk Travma Akademisinin (https://www.childtrauma.org/) kurucusu ve nörogelişimsel travma alanına yön veren isimlerden çocuk psikiyatristi Prof. Dr. Bruce Perry ve ekibiyle çalışmaya başlanmıştır. Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk, Sana Ne Oldu? gibi kitapların yazarı Prof. Dr. Bruce Perry’nin ihmal ve istismarın çocukların henüz gelişmekte olan beyinlerine etkileri üzerine çalışmaları dünya çapında etki uyandırmıştır. Çocuk Travma Akademisinin kıdemli eğitmeni Steve Graner tarafından istismar mağduru çocukların okulda desteklenmeleri için çocuk gelişimine her yönden duyarlı ve saygılı olmayı ilke edinen Eğitimde Nöroardışık Model (The Neurosequential Model in Education) geliştirilmiştir. Bursa’da okul terkinin yüksek olduğu bir ilkokulda çalışan öğretmenlere eğitimde nöroardışık model eğitimi verilmiştir. Öğretmenler, Beden Psikoterapisi Sertifikalı Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programına devam eden öğrenciler ve BOSCH Birİz Sosyal Sorumluluk Kulübünün gönüllülerince SOYAÇ Modeli eşliğinde desteklenmiştir. Proje kapsamında Üniversitemizin kurucu vakfı İstanbul Marmara Eğitim Vakfı ve Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü işbirliğiyle aile destek çalışmaları gerçekleştirilmiş, çocuklar sınıf içinde oyun ve felsefe atölyeleri ile desteklenmiştir.

2021-2022 Akademik Yılını Bahar Döneminde 13 Beden Psikoterapisi Sertifikalı Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı öğrencisi proje çalışmaları kapsamında her dersin 5 saat sürdüğü, 14 hafta boyunca Doç.Dr. Özden Bademci koordinatörlüğünde  grup süpervizyonu desteği almışlardır. 

 

  1. Öğretmen Destek Çalışmaları:  Disiplinlerarası Sınıf Ekipleriyle Olgu Çalışmaları

Proje okulunun öğretmenleri için Beden Psikoterapisi Sertifikalı Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programına devam eden öğrencilerin koordinasyonunda ve BOSCH Birİz Sosyal Sorumluluk Kulübü gönüllülerinin katılımıyla sınıf ekipleri oluşturulmuştur. Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk başlıklı kitapta ele alınan çocukların hikâyeleri önce NEM’in yaratıcısı Steve Graner ile tüm proje ekibiyle tartışılmış; daha sonra da haftalık sınıf ekibi buluşmalarında öğretmenler tarafından getirilen örnek vakalar da dahil edilerek değerlendirilmiştir. Çalışmalar Doç. Dr. Özden Bademci’nin süpervizyonu ve kolaylaştırıcılığında; Kaya Yüksek’in asistanlığında gerçekleştirilmiştir.

1.1. Oyunlarla Akran Temelli Terapötik  Grubu Desteği: Bireysel ve Grup Çalışmaları

Dezavantajlı çocukların gelişimine yardımcı olmak, okul sisteminin ve toplumsal yaşamın dışında bırakılmamaları için projeler yürüterek onlara destek vermek Maltepe Üniversitesi Soyaç Merkezi’nin en temel hedeflerindendir. Bu amaçla geliştirilmiş olan Soyaç Modeli hedeflerine ulaşabilmek için sistem anlayışına ve travma bilgisine dayanan  terapötik akran desteği ile bağlanma temelli bireysel ve grup çalışmalarına dayanmaktadır. Üniversite toplum kurumları arasındaki işbirliği, disiplinler arası çalışmalarla kurumlar arası ilişkilerin güçlendirildiği bir sistem içinde çocukların üniversite öğrencileri ile eşlenerek güvenli ve destekleyici ilişkiler kurarak terapötik akran desteği almaları önemli görülmektedir. Ayrıca yeniden yaratılan sosyokültürel ortamlarda  çocuk gelişimine uygun ilkelere dayanan eğitici ve eğlendirici etkinlikler içinde bireysel ve grup bağlanma ilişkileri tesisi ile çocukların bilişsel gelişimlerini  yeniden yapılandırdıkları  bilinmektedir.

Sosyo kültürel kurama ve Vygotsky’e göre göre çocuklar doğrudan öğretme tekniği yerine çeşitli materyallerden yararlanarak içinde bulunulan ortamlarda yaptıkları etkinlikler ve akranlar ile kurdukları güvenli ilişkiler içinde kişiler arası süreçten kişi içi süreçte aktarımlar yaparak kendiliğinden öğrenirler. Çocukların bilişsel gelişimi en yakın gelişim ortamlarında kurdukları ilişkiler ile aldıkları destek, kullandıkları her türlü materyal ve etkinlik türlerine göre oluşur. Sosyal ilişkiler içinde yer alan araç gereçler, birlikte oluşturulan kural ve ilkeler, rol model oluşturma ve özetle  sosyal öğrenme yöntemi ile  bilişsel gelişimin yeniden düzenlenmesinde belirleyici rol oynar.

Terapötik Akran Desteği Grubu motivasyonu yüksek ve gönüllü psikoloji öğrencileri arasından seçilerek belirlenir. Bu öğrenciler iki dönem boyunca projeye ders bağlamında katılırlar sonra da gönüllü olarak devam edebilirler. Sosyokültürel kuram, gelişimsel travma, bağlanma ilişkileri, duygu düzenleme, grup ruhu, dayanıklılık gibi çeşitli konularda eğitimler alırlar, oyun gruplarında ve bireysel olarak çocuklarla bağlanma ilişkileri kurarak ve süper vizyonlar alarak onların bireysel gelişimlerini desteklerler.

Okuldayız Osmangazi projesinde bahar döneminde 14 psikoloji lisans, 6 gönüllü öğrenci olarak toplam 20 öğrenci yer almıştır. Akran danışmanları on sınıf ekibine ikişer olarak dağılarak ekiplerde ve oyun gruplarında grup ruhunu yaratmada etkin rol almışlardır. Ayrıca bir ya da iki öğrenci ile eşlenerek onlara grupta veya bireysel olarak ulaşmaya çalışmışlardır. Çocuklara doğrudan veya aileleri vasıtası ile sürekli telefonla arayarak bağ kurmaya çalışacaklardır. Terapötik akran danışmanı psikoloji öğrencileri çocuklarla  oyun gruplarında eğlenceli ve eğitici etkinlikler yaparak onlarla önce grup içinde daha sonra da birebir güvenli bağlanma ilişkileri kurmayı hedeflemektedirler. Çocukların gruplarda daha etkin olmaları, daha çok katılmaları, kendilerini ifade etmeleri, kurallara uymaları ve akran danışmanlarını örnek alma yoluyla becerilerini geliştirmeleri amaçlanmaktadır. Bireysel akran desteğinde de güvenli ilişkiler kurularak benzer şekilde çocukların   kendileri ve  hedefleri üzerine düşünmeleri ve okula  devam etme isteklerini geliştirmeye çalışılmaktadır. Böylelikle çocuklara  psikolojik destek verilerek direnç ve dayanıklılıkların  geliştirilmesi ve güçlendirilmeleri sağlanmaktadır. 

 2021-2022 Akademik Yılını Bahar Döneminde 20 Psikoloji Lisans öğrencisi proje çalışmaları kapsamında her dersin 3 saat sürdüğü, 14 hafta boyunca Doç.Dr. Figen Karadayı, Öğr. Gör. Üyesi Diğdem Enermen ve Öğr.Gör. Üyesi Gülşah Yelişyurt’tan grup süpervizyonu desteği almıştır. 

 

            1.2 Akran Desteği Temelli Terapötik Grup Çalışmaları: Oyun Atölyesi

Çocuklar kendilerine has dünyalarında, bazen oyun gibi bir araç yoluyla desteklenmeye gereksinim duymaktadırlar. Oyun, çocukları hem gelişimsel açıdan hem de eğitimsel açıdan desteklemekte; çocukların olumlu davranışlar kazanmalarında, sosyalleşmelerinde, empati becerisi kazanmalarında ve kendilerini ve dünyayı tanımalarında çocuklara yol gösterici olmaktadır.  Ayrıca, oyun aracılığıyla çocuklar kendi ilgi ve gereksinimlerinin farkına varabilir; bireysel, sosyal ve bilimsel yönden duyarlı ve farkındalığı yüksek olan bireyler olabilirler.

Eğitimin bireylerde davranış değişikliği meydana getirebilmesi için ancak, bu bireylerin eğitim sistemine devamlı olarak katılımlarının sağlanması gerekmektedir[4]. Okuldayız: Osmangazi çalışmaları kapsamında öğrencilerin davranışlarını ve akademik performanslarını anlamalarına yardımcı olmak için geliştirilmiş bir eğitim modeli olan Nöro-ardışık Eğitim Modeli (NEM) dikkate alınmakta ve travma bilgisine dayalı bakış açısı değerlendirilerek oyunlar planlanmaktadır. Çalışmaların temel amacı, Nöro-ardışık Eğitim Modeli ve  disiplinlerarası bütüncül bakış açısıyla öğrenciler ile terapötik bir ilişki kurarak okula devamlılıklarının arttırılmasına destek olabilmek olan bu proje kapsamında, sınıf ekiplerinde yer alan diğer ekip üyeleri ile birlikte, belirlenen gün ve saat aralıklarında Çocuk Gelişimi öğretim elemanlarının rehberliğinde çevrimiçi olarak gerçekleştirilebilecek bazı oyun temelli etkinlik önerileri hazırlanmaktadır. Bu etkinlikler toplantı sırasında prova edilerek ve etkinliklerin farklı sınıf düzeylerindeki öğrenciler ile nasıl uygulanabileceği üzerine tartışılmaktadır. Bu etkinlikler, öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemek, bireysel farklılıkları tanımalarını ve sosyal olarak kaynaşmalarını sağlamak ve grup dinamiği oluşturabilmek için bir araç olarak kullanılması hedeflenmektedir. Ayrıca, bu etkinlikler aracılığıyla öğrencilerin kendilerini, okul ve toplum ile bir bütün olarak algılamaları, kendi değerlerini inşa etmeleri ve destekleyici öğrenme ilişkileri içerisinde heyecanlarını ve meraklarını artırarak özgüven ve öğrenme motivasyonu kazanmaları amaçlanmıştır.

Tüm bu çalışmalar sonucunda, ekip üyelerinin ve öğrencilerin birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı elde ettikleri, öğrencilerin gruba aidiyet duyguları ile grup ile birlikte hareket etme, işbirliği yapma, soyut düşünme ve dikkat becerilerinin desteklendiği, istek ve gereksinimlerini ifade edebildikleri öngörülmektedir.

2021-2022 Akademik Yılını Bahar Döneminde 20 Psikoloji Lisans, 6 Çocuk Gelişimi Programı öğrencisi proje çalışmaları kapsamında her dersin 3 saat sürdüğü 14 hafta boyunca grup süpervizyonu desteği almıştır. 

 

           1.3. Çocuklar İçin Felsefe Eğitimi 

Çocuklarla Felsefe, problem felsefesi olarak tanımladığımız temel felsefe alt dalları kapsamında ve çocukların gündelik yaşam deneyimlerinin de içinde yer alan dürüstlük, cesaret, sevgi, arkadaşlık, dostluk, adalet, çevre, doğa, kimlik vb. kavramların topluluk olarak soruşturulması yöntemine dayanan bir pedagojidir. Ayrıca matematik, tarih, coğrafya gibi branş derslerinde de uygulanması tavsiye edilen bir eğitim metodudur. Uygulamanın kavramsal çerçevesini oluşturan başlıklar şunlardır; 

∙ Uyaran 

∙ Çember 

∙ Soruşturan Topluluk 

∙ Felsefi soru/sorun

Kolaylaştırıcı Uygulamada en az beş katılımcı bir kolaylaştırıcı rehberliğinde, çember şeklinde konumlanır. Bir grup olarak bir araya gelen katılımcılar süreç ilerledikçe soruşturan topluluk bilincine ulaşırlar. Bu bilinç, çocuklarla felsefenin temel kazanımları olarak ifade edilen dört düşünme becerisinin, “Eleştirel”, “Yaratıcı”, “Özenli”, “İşbirlikçi” düşünme becerilerinin geliştiğinin temel göstergelerindendir. (Lipman, 2012: 195) Bu dört temel becerinin uygulamada ki değeri birbirine eşittir, biri diğerinden daha önemli değildir. Topluluk çember şeklinde konumlanır bu konumlanışla kolaylaştırıcının bir otorite olmadığı ve herkesin birbirine eşit olduğu düşüncesinin altı çizilmektedir. Online yapılan soruşturmalarda da “eşit mesafe algısı” ile ilgili farkındalığın topluluğa kazandırılması kolaylaştırıcının sorumluluğundadır. Süreç, kolaylaştırıcının belli bir hazırlık sürecinden geçirdiği uyaranı paylaşması ve uyarana ilişkin ilk soruyu sorması ile devam eder. Topluluk geliştikçe soruların katılımcılar tarafından sorulması beklenir ve bu beklenti gelişmenin doğal sonucu olarak karşılanmış olur. Kolaylaştırıcı bu hazırlık sürecinde, hangi kavramların soruşturulacağını, bu kavramların felsefenin hangi alt dalının kapsamında olduğunu, uyaranla ilgili açık sorusunu, topluluğu kavram soruşturmasına götürecek olan taşıyıcı ve kapalı sorunlarını tespit eder. Uyaran, bir kitap, bir film, bir şiir, bir tweet, bir fıkra, bir sanat eseri, bir şarkı ya da gündelik yaşam deneyimi olabilir. Uyaranda olması gereken temel özellik ise içinde bir felsefi soru/ sorun/ çatışma barındırmasıdır. Metod, 1960 yılların sonunda Prof. Dr. Matthew Lipman ve sonrasında Ann Sharp tarafından geliştirilmiştir. Metodun temel kazanımları olan dört düşünme becerisinin gelişmesi dışında da kazanımları vardır. 

Bunlar; 

∙ Dil becerilerinin gelişmesi ve kendini ifade etme 

∙ Kavramları tanımlama, sınırlarını belirleme 

∙ Sorgulama ve akıl yürütme 

∙ Düşüncelerini gerekçelendirme ve neden-sonuç ilişkisi kurabilme 

∙ Soyut düşünme 

∙ Aktif dinleme 

∙ Kendini tanıma, anlama, özne olarak kendini yapılandırma 

∙ Yaşama dair felsefi bir anlayış geliştirme

Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar için Uygulama ve Araştırma Merkezi (SOYAÇ) “Okuldayız: Osmangazi Projesi” kapsamında yürüttüğümüz online sınıf etkinliklerinde, çocukların bilginin pasif alıcı değil aktif üretici olduğu, cevaplardan çok sorularla ilgilendikleri, ezbere dayalı değil soruşturarak, soru üreterek öğrenme becerilerinin geliştirildiği çalışmalar yürütülmektedir. Çalışmalar Maltepe Üniversitesi Felsefe Anabilim Dalı Felsefi Danışmanlık Tezli Yüksek Lisans öğrencileri tarafından yürütülmüştür. 

 

      2.  Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Temelinde Kadın Çalışmaları

Her bireyin hakkı olan eğitim, sağlık, istihdam, siyaset, hukuk ve karar alma süreçlerinde aktif katılım hakkı olduğu halde, günümüzde söz konusu insan haklarına özellikle kadınların katılımında fırsat eşitliği sağlanamamaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan toplum temelli çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu amaçla, “Okuldayız: Osmangazi Projesi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Temelinde Kadın Çalışmaları” gerçekleştirilmiş; proje okula devam eden çocukların anneleri “Okuma Yazma Temel Eğitimi” ve “Uygulamalı Sağlıklı Mutfak Atölyesi” olarak iki ayrı faaliyetle desteklenmeye çalışılmıştır.

   2.1. Ailelerle, Uygulamalı Sağlıklı Beslenme Atölyesi 

Okul çağı; sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi alışkanlığının kazandırılması ve bilincin oluşturulması, yetişkinlik dönemi hastalıklarının önlenmesi açısından önemli bir dönemdir (TÜBER, 2015; Dudley, 2015). Bu açıdan beslenme eğitimleri, istenmeyen davranışları ortadan kaldırabilir ve yerine, sağlıklı ve üretken yaşamı destekleyen beslenme davranışları geliştirebilir (Aktaç ve ark., 2019). Yapılan çalışmalar kısa süreli ve yaşa uygun bir beslenme eğitimi müdahalesinin, ilköğretim öğrencilerinde beslenme bilgisini artırmada önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir (Dudley, 2015; Nguyen, 2017; Rosi ve ark., 2016). Fakat çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak amacıyla çoğunlukla teorik temelli beslenme eğitim programları kullanılmakta, bu da çocukların yeni besinleri deneme ve sağlıklı değişimleri teşvik etme becerilerini sınırlandırmaktadır. Bu açıdan beslenme eğitimi ile birlikte uygulamalı modellerinde kullanılması eğitimin kalıcı hale gelmesi ve sağlıklı bir yaşam tarzının oluşmasında etkili olmaktadır (Gibbs ve ark., 2013).

Çocuklarda ilk öğrenme ebeveynleri ile başladığından çocukların ebeveynleri ile birlikte alacakları beslenme eğitimi, dengeli ve sağlıklı beslenmeyi sağlamaya yönelik çocuklara beslenme stratejilerinin oluşturulmasında ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarının sebep olduğu obezite, diyabet ve kardiyovasküler gibi hastalık risklerinin ortadan kaldırılmasında kilit rol oynamaktadır (Scaglioni ve ark., 2008; Patino-Fernandez ve ark., 2013). Eğitimlerle beslenme bilgilerinin kazandırılmasının yanı sıra, eğitimlerin çocuk-ebeveyn ilişkisine de olumlu katkıları bulunmaktadır (Marshall, 2020).  Bu çalışma; ilkokula devam eden öğrencilere ebeveynleriyle birlikte sağlıklı tariflerin pişirilmesine yönelik olarak verilen beslenme eğitiminin, besin tercihlerine, beslenme tutumlarına, yemek pişirmeye yönelik bilgi ve becerilerine etkisini değerlendirmek amacıyla planlanmıştır.

Çalışma, Tübitak Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı (2209-A) tarafından desteklenmektedir. Çalışma kapsamında planlanmış çevrimiçi 5 mutfak atölyesinin her biri yaklaşık 60-90 dakika sürecek şekilde düzenlenmiştir. Atölyeler çevrimiçi video konferans yöntemiyle yapılacaktır. Her atölyede; bir besin grubu ele alınacak, bu besin grubunun ön planda olduğu bir tarif hazırlanırken bu süre içerisinde çocuk-ebeveynine bu besin grubu ile ilgili beslenme bilgileri verilecektir. Atölyeler öncesinde aileler ile görüşülerek, çocuğun ve ebeveynin katılımına yönelik onamları alınacak ve atölyeler hakkında bilgi verilecektir. Atölyeler öncesinde ailenin beslenme alışkanlıkları ve uygulamalarına ilişkin bilgiler anket yardımı ile edilecektir. Her atölye sonrasında atölyeye ilişkin çocuk ve ebeveynden görüşleri alınacaktır. Atölyeler sonrasında beslenme alışkanlıkları ve görüşlerine ilişkin anket yenilenecektir. Bu atölyelerle çocuk-ebeveynin sağlık beslenmeyi teşvik eden farkındalık edinmesi, bilgi ve beceri kazanması ve tutum geliştirmesi hedeflenmektedir. Çocuk ve ebeveyni kapsayan uygulama imkanı ile sağlıklı beslenmeyi destekleyen çalışmaların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması önem arz etmektedir.

 

           2.2. Yetişkinler için Okuma Yazma Eğitimi 

Eğitimde fırsat eşitliği, hiç okula gidememiş ya da zorunlu eğitimini tamamlayamamış yetişkinler için de söz konusudur. Okuma yazma bilmemek, bir insanın düşünmesine ve kendini geliştirmesine engel değildir. Ancak gelişmekte olan bütün ülkeler, okuma-yazma bilmezliğin bir ulusun çağdaşlaşması yolunda önemli bir engel olduğu inancında birleşmektedirler (Kadıoğlu, 2012). İnsanlık tarihiyle ile başlayan okuryazarlık kavramı, en temel öğrenme alanını oluşturmaktadır. Okuryazarlık, bugünün dünyasında hem anayasal hem de temel bir insan hakkı olarak ele alınmaktadır. Bu yönüyle genelde dünyanın özelde ise Türkiye’nin öncelikli gündem maddelerinden birini teşkil etmektedir (Elkatmış, 2013).  Toplumsal ya da mesleki diğer eğitim programlarına katılabilmek için bir ön şart okuma-yazma bilmektir. Okuryazarlık diğer eğitim fırsatlarının kapısını açan bir anahtardır (Nohl & Sayılan, 2014).  Bu bağlamda, bu çalışmada okuryazar olmayan yetişkinlere okuma-yazma becerilerinin kazandırılması amaçlanmıştır. Söz konusu çalışma, İMEV koordinasyonunda; SOYAÇ’ın işbirliğiyle gerçekleştirilen “Okuldayız Osmangazi” Projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir. 

Çalışmada gerçekleştirilen faaliyetlerin kolaylaştırıcılığı, Maltepe Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Programında öğrenim gören ve faaliyetlere gönüllü olarak katılmak isteyen 13 öğrenci tarafından yürütülmektedir. Çalışmanın katılımcıları, “Okuldayız Osmangazi” Projesi kapsamında ele alınan bir okuldaki öğrenci velilerinden belirlenmiştir. Çalışmanın, 2021-2022 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Bu bağlamda, öncelikle okuma-yazma bilmeyen veliler tespit edilecek; sonrasında gönüllü olarak katılmak isteyen velilerle çalışmalara başlanacaktır. Söz konusu çalışmalar velilerin ve öğrencilerin çalışmalara kendilerine uygun saatlerde katılabilmeleri amacıyla çevrimiçi gerçekleştirilecektir. Çalışmaların gerçekleşmesinde görev alan öğrenciler kendi aralarında gruplar oluşturarak çalışmaların aksamadan gerçekleştirilmesini sağlayacaktır. Bu bağlamda, öğrencilerin bir kısmı okuma-yazma çalışmaları için materyaller hazırlayacak bir kısmı ise okuma-yazma çalışmalarına katılan velilerle çevrimiçi dersler gerçekleştirecektir. Derslerin velilerin uygun olduğu saatlerde ve istediği sıklıkta gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Okuma-yazma çalışmaları için öğrenciler tarafından hazırlanan materyaller, veliler ile önceden paylaşılarak velilerin derslere hazırlıklı gelmesi sağlanacaktır. Ayrıca, velilere temel düzeyde okuma yazma kitabı ve yazı defteri posta yoluyla ulaştırılacaktır. Çalışmaların aksamaması adına faaliyet koordinatörü ve kolaylaştırıcıları her hafta çevrimiçi toplantı gerçekleştirilecektir. Bu toplantılarda hem bir önceki haftanın değerlendirilmesi yapılacak hem de bir sonraki hafta yapılacak çalışmalar karşılaştırılacaktır.

Çalışmanın sonucu olarak, velilerin birinci kademe okuma-yazma belgesi almaya hazır hale gelmesi planlanmaktadır. Ayrıca, söz konusu velilere ikinci kademe başarı belgesi alabilmesi için gerekli yönlendirmelerin yapılması planlanmıştır. 

 

            2.3. Psikososyal Destek

Okuma yazma temel eğitimi ve uygulamalı sağlıklı mutfak atölyelerine katılan annelerden gönüllü olan 4 kişiye Maltepe Üniversitesi Beden Psikoterapisi Sertifikalı Klinik Psikoloji Tezli Yüksek Lisans Programına devam eden iki yüksek lisans öğrencisi psikososyal destek vermiştir. Her anne için üç oturum şekilde gerçekleştirilen psikososyal destek çalışmalarında annelerin gündeme getirdikleri, ortak olarak belirlenen konular üzerinde durulmuş; annelerin ihtiyaçlarına yönelik olarak kısa süreli çözüm odaklı ve beden odaklı terapötik tekniklerden de yararlanarak destek verilmeye çalışılmıştır.

 

  3. Travma Bilgisine Dayalı Okul Temelli Toplum Çalışmaları

          3.1. Nöroardışık Eğitim Uygulamaları –Eğitmen: Bruce Perry, Steve Graner
          Özel sektör-toplum-üniversite işbirliğiyle "travma bilgisine dayalı okul temelli toplum çalışmaları” kapsamında Çocuk Travma Akademisinin (https://www.childtrauma.org/) kurucusu ve nörogelişimsel travma alanına yön veren ünlü isimlerden çocuk psikiyatristi Prof. Dr. Bruce Perry ve ekibiyle çalışmaya başlamıştır. Bilindiği gibi, Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk, Sana Ne Oldu? gibi kitapların yazarı Prof. Dr. Bruce Perry’nin ihmal ve istismarın  çocukların henüz gelişmekte olan beyinlerine etkileri üzerine çalışmaları dünya çapında etki uyandırmıştır. Prof. Dr. Bruce Perry ve Çocuk Travma Akademisinin kıdemli eğitmeni Steve Graner istismar mağduru çocukların okulda desteklemeleri için çocuk gelişimine her yönden duyarlı ve  saygılı olmayı ilke edinen "Eğitimde Nöroardışık Model"i (The Neurosequential Model in Education) oluşturmuştur. Bu bağlamda, "Okul terki"nin yüksek olduğu bir ilkokulda çalışan öğretmenlere “Eğitimde Nöroardışık Model” eğitimi verilmiştir.Eğitmen Stev Grener “Nöroardışık Eğitim Uygulamaları Seminer Serisi” kapsamında proje ekibiyle 16 Mart, 30 Mart, 13 Nisan, 11 Mayıs, 25 Mayıs 2022 tarihlerinde bir araya gelmiştir. Öğretmenler; Beden Psikoterapisi Sertifikalı Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programına devam öğrenciler ve Bosch Bursa Birİz Sosyal Sorumluluk Kulübünün gönüllülerince SOYAÇ Modeli eşliğinde desteklenmiştir.  Ayrıca Üniversitemizin kurucu vakfı İstanbul Marmara Eğitim Vakfı işbirliğiyle sürdürülen projede, Psikoloji, Çocuk Gelişimi, Felsefe, İlköğretim Matematik Öğretmenliği bölümlerinin yanı sıra Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünün öğretim elemanları ve öğrencileri de birlikte görev yapmışlardır.